Türkiye’nin En Özel Tarihi Yerleri
Türkiye'nin dört bir yanı tarih dolu! Peki aralarında mutlaka görmemiz gereken tarihi duraklar neresi? Türkiye'nin en özel tarihi yerlerini gelin, beraber keşfedelim!
Türkiye’nin En Özel 6 Tarihi Yeri
Türkiye, Asya ile Avrupa’nın kesişim noktasında yer almasıyla dünyanın en özel coğrafyalarından birine sahiptir. Bu konumu sayesinde tarih boyunca sayısız uygarlığın kültürel mirasını bünyesinde barındıran bir hazine niteliği taşımıştır.
Antik dönemlerden günümüze uzanan benzersiz bir yolculuğa çıktığınız bu topraklarda, her köşe başında farklı bir dönemin iziyle karşılaşmak mümkündür. Bir yanda görkemli saray ve camiler, diğer yanda kadim tapınaklar ve tiyatrolar yüzyıllar öncesinden kalan hikayeleri günümüze taşır.
Efsanelere konu olmuş savaşlardan ticaret yollarının kesişimine, imparatorlukların görkeminden yerel halkların geleneklerine kadar uzanan çeşitliliğiyle Türkiye, sadece tarihi kalıntıları değil, zamana meydan okuyan ruhuyla da ziyaretçilere benzersiz bir gezi deneyimi sunmaktadır.
Bu renkli mozaik içinde gezinirken hem kültürel zenginliği deneyimleyebilir hem de geçmişin büyüsüne kapılarak tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
İstanbul: Tarihi Yarımada
İstanbul, birçok medeniyetin yaşamış olduğu bir şehirdir. Dolayısıyla tarihin pek çok kesitine bu şehirde rastlamak mümkündür. Şehrin en gözde tarihi durakları ise şu şekildedir;
- Ayasofya Camii: 532-537 yılları arasında İmparator Jüstinyen tarafından inşa edilen Ayasofya, hem Bizans hem de Osmanlı döneminden izler taşıyarak zamana meydan okuyan bir mimari başyapıttır. Görkemli kubbesi ve göz alıcı mozaikleriyle büyüleyicidir. 1935’te müze olarak düzenlenen yapı, 2020 yılında yeniden cami olarak hizmet vermeye başlamıştır.
- Topkapı Sarayı: 1460-1478 yılları arasında inşa edilen Topkapı Sarayı, Osmanlı padişahlarının tam 400 yıl boyunca yönetim merkezi olmuştur. İçinde sergilenen padişah eşyaları, kutsal emanetler ve paha biçilmez mücevherler ile zengin bir kültürel mirası sergilemektedir.
- Sultanahmet Camii: 1609-1617 yılları arasında Sultan I. Ahmed tarafından yaptırılan cami, içindeki mavi İznik çinileri nedeniyle “Mavi Cami” olarak nam salmıştır. Altı minaresi ve ihtişamlı mimarisi ile İstanbul’un en tanınan sembollerinden biridir.
İzmir: Efes Antik Kenti
İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan Efes, antik dönemde önemli bir liman kenti ve büyük bir ticaret merkeziydi. Helenistik ve Roma dönemlerine ışık tutan kalıntılarla günümüzde de arkeoloji meraklılarının gözdesidir.
- Celsus Kütüphanesi: M.S. 2. yüzyılda inşa edilen Celsus Kütüphanesi, dönemin en büyük kütüphanelerinden biridir. Dış cephedeki dört kadın heykeli; bilgeliği (Sophia), bilgiyi (Episteme), aklı (Ennoia) ve erdemi (Arete) temsil etmektedir. Bir zamanlar 14.000’den fazla kitaba ev sahipliği yapmıştır.
- Artemis Tapınağı: Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen tapınak, ne yazık ki günümüzde yalnızca birkaç kalıntı halinde ayakta durmaktadır. Yine de antik çağın en görkemli tapınakları arasında sayılmaktadır.
Nevşehir: Kapadokya
Kapadokya, doğa ve tarihin iç içe geçtiği, masalsı manzaralarla ziyaretçileri etkileyen bir diyardır. Volkanik tüf tabakalarının rüzgar ve su erozyonu ile şekillendirdiği peri bacaları, bölgenin en tanınan simgelerindendir.
Bölgenin merkezinde konumlanan Göreme Açık Hava Müzesi, 4. yüzyıldan 13. yüzyıla dek uzanan manastır yaşamının izlerini günümüze taşımaktadır. Kaya içine oyulmuş kiliseler, şapeller ve manastırlar Hristiyanlık tarihinin önemli bir merkezi olan Kapadokya’nın dini ve kültürel geçmişini aydınlatmaktadır.
Elmalı Kilise, Yılanlı Kilise ve Karanlık Kilise gibi yapılar dönemin çarpıcı freskleriyle meşhurdur. 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen bu bölge, Kapadokya’nın kültürel zenginliğini gözler önüne sermektedir.
Nevşehir'in güzelliklerine şahit olmak için siz de hemen Nevşehir uçak biletinizi satın alın!
Denizli: Pamukkale ve Hierapolis Antik Kenti
Denizli’de bulunan Pamukkale, kalsiyum karbonat yönünden zengin termal suların yamaçlardan akarak oluşturduğu beyaz travertenleriyle tam bir doğa harikasıdır. “Pamuk Kale” olarak bilinen teraslar, eşsiz manzaralar eşliğinde eşi olmayan bir deneyim sunmaktadır.
Pamukkale’nin yanı başında yükselen Hierapolis Antik Kenti ise M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Krallığı tarafından inşa edilmiştir. “Kutsal Şehir” anlamına gelen Hierapolis, dönemin termal suları ve dini yapıları ile öne çıkan önemli bir merkezdi.
Antik tiyatro, hamamlar, nekropol ve Aziz Philippus Martyrionu kentin zengin tarihinden bazı kesitlerdir. Hem doğa hem de kültür mirası değeri taşıyan bu bölge 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almıştır.
Çorum: Hattuşaş
Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alan Hattuşaş, M.Ö 17. ile 13. yüzyıllar arasında Hitit İmparatorluğu’nun başkentiydi. 1986’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen antik kent, Anadolu’nun en önemli arkeolojik hazinelerinden biridir.
“Bin Tanrılı Şehir” olarak bilinen Hattuşaş, dönemin dini ve kültürel merkezidir. Gösterişli surlar, tapınaklar ve kral kapıları Hitit mimarisinin görkemini yansıtmaktadır. Özellikle Aslanlı Kapı ve Kral Kapısı gibi yapılar ziyaretçilerin gözünde tarihin kapılarını aralayacak nitelikte detaylar sunarak ilgi odağı olmaktadırlar.
Çorum'un güzellikleri hakkında daha fazlasını öğrenmek için ise "Çorum'da Gezilecek Tarihi Yerler" adlı blog yazımızı inceleyebilirsiniz.
Çanakkale: Troya Antik Kenti
Çanakkale sınırlarında, Kaz Dağı eteklerinde bulunan Troya, Homeros’un İlyada destanında anlatılan efsanevi Troya Savaşı’na sahne olmuştur. M.Ö. 3000’lere kadar uzanan geçmişiyle dünyanın en tanınan arkeolojik alanlarından biri olan kent, 1998’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.
Troya, dokuz ayrı yerleşim katmanına sahip olup, her bir katman farklı bir dönemin izlerini taşımaktadır. Bu katmanlar kentin binlerce yıl boyunca aralıksız şekilde iskan edildiğini ve o dönemlerin önemli bir merkezi olduğunu kanıtlamaktadır. Arkeolojik araştırmalar Troya’nın en az dokuz farklı yerleşim katmanına sahip olduğunu ortaya koymuştur.