Antik Roma'nın Türkiye'deki En Az Bilinen Kalıntıları
Bu yazıda sizleri Antik Roma’nın Anadolu’daki etkisine ve Türkiye’deki az bilinen kalıntılara doğru sürükleyici bir yolculuğa çıkaracağız. Zamanda geriye gidip Roma’nın Anadolu’da bıraktığı mirası tüm görkemiyle gelin yakından inceleyelim.
Antik Roma Kentleri: 5 Antik Kent
Antik Roma İmparatorluğu, tarihin en büyük imparatorluklarından biri olmanın yanı sıra kültür, mimari ve sanat alanlarında da derin izler bırakmıştır. Roma’nın sınırları içerisinde yer alan Anadolu coğrafyası, Roma ile olan tarihsel etkileşimi sayesinde birbirinden değerli antik kentler, tapınaklar ve yapılarla doludur.
Günümüzde Efes, Hierapolis veya Side gibi popüler ören yerlerini hemen herkes duymuş olsa da Anadolu topraklarında Roma dönemine ışık tutan ve çok fazla bilinmeyen daha pek çok antik yerleşim ve kutsal alan bulunmaktadır.
Stratonikeia (Muğla)
Muğla’nın Yatağan ilçesinde yer alan Stratonikeia Antik Kenti, dünyadaki “en büyük mermer kent” unvanına sahiptir. Kentin tamamının neredeyse tamamen mermerden inşa edilmiş olması benzersiz bir görsel şölen oluşturmaktadır. Bir zamanlar Karya bölgesinin önemli şehirlerinden biri olan Stratonikeia’nın tarih sahnesine ilk çıkışı Helenistik Dönem’e dayanmakla birlikte Roma İmparatorluğu döneminde refahın zirvesine ulaşmıştır.
Özellikle kentin gymnasiumu dönemin spor, kültür ve eğitim faaliyetlerinin merkezi olarak hizmet vermiştir. Gymnasiumlar o dönemde gençlerin beden eğitimi ve entelektüel gelişimini destekleyen kurumlardı. Stratonikeia’daki gymnasium sütunlu avlu düzeniyle ve geniş kullanım alanıyla Roma kent planlamasının ne kadar incelikli olabileceğini gözler önüne sermektedir.
Lagina (Muğla)
Stratonikeia’ya yaklaşık 11 kilometre mesafede bulunan Lagina, aslında bir kutsal alan olarak nam salmıştır. Burada inşa edilen Hekate Tapınağı, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin uğrak noktasıdır. Geçmişte Stratonikeia ile Lagina’yı birleştiren bu 11 kilometrelik kutsal yol, törenlerin ve dini ayinlerin düzenlendiği önemli bir güzergâhtı.
Bu antik kalıntıları görmek için hemen Muğla otobüs biletinizi satın alın!
Nysa (Aydın)
Aydın’ın Sultanhisar ilçesinde yer alan Nysa Antik Kenti, Roma döneminde önemli bir kültür ve eğitim merkezi olarak hizmet vermiştir. Burada bulunan kütüphanenin Antik Çağ’da Efes’teki ünlü Celsus Kütüphanesi ile yarışacak kadar zengin bir koleksiyona sahip olduğu söylenmektedir.
Bir yamaç üzerine kurulu olması sayesinde farklı seviyelerde teraslı yapılar sunan kentin özellikle tiyatrosu oldukça iyi korunmuş olup, Helenistik Dönem planını ve Roma dönemi eklentilerini aynı anda görebilirsiniz. Nysa’nın şehir planlamasında kullanılan sütunlu caddeler, odeon ve agora gibi yapılar Roma’nın kent inşa etme becerisinin en somut örneklerindendir.
Aydın, birçok antik kalıntıya sahiptir. Bu şehirdeki saklı tarihi daha iyi keşfetmek için "Zeus’un Sığınağı Aydın’da Gezilecek Yerler" blog yazımızı inceleyebilirsiniz.
Aizanoi (Kütahya)
Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde yer alan Aizanoi, Roma döneminin etkileyici kentlerinden biridir ve Zeus Tapınağı ile adını duyurmuştur. Aizanoi Zeus Tapınağı, Anadolu’daki en iyi korunmuş Zeus tapınaklarından bir olarak kabul edilmektedir. Tapınağın görkemli sütun düzeni ve ayrıntılı işlemeleri Roma mimarisinin zarif estetiğini yansıtır.
Laodikeia (Denizli)
Hierapolis'e ve Pamukkale’ye yakın konumu nedeniyle sıklıkla gölgede kalsa da Denizli’nin Laodikeia Antik Kenti esasında ziyaret edilmeyi fazlasıyla hak eden bir tarihi değere sahiptir. Anadolu’nun en büyük stadyumlarından birine ev sahipliği yapan Laodikeia, erken Hristiyanlık dönemi için de büyük önem taşıyan kilise kalıntılarına sahiptir. Yedinci yüzyılın başlarında büyük bir depremle yıkıma uğrayan kiliseler, sonrasında çeşitli dönemlerde farklı yapısal eklemeler ve onarımlarla ayakta tutulmaya çalışılmıştır.
Tapınaklar ve Kutsal Alanlar
Mitraistik Tapınaklar, Roma'dan kalan arkeolojik kalıntılar arasındadır. Roma, dini çeşitliliğe açıktı ve İmparatorluk sınırları genişledikçe farklı kültürlerden pek çok tanrı ve inanç sistemi bünyeye dahil oldu. Mitraizm de bunlardan biridir.
Mitra, genellikle yeraltı mağaralarında ya da kaya tapınaklarında gizemli ayinlerle onurlandırılan, doğu kökenli bir tanrıdır. Anadolu’da keşfedilen Mitraeum’lar (Mitra kültüne adanmış tapınaklar), Roma’nın çok kültürlü dini yapısına ışık tutmaktadır;
- Dülük Antik Kenti (Gaziantep): Bölgedeki mağaralarda iki adet Mitraeum tespit edilmiştir. Burada yapılan kazılarda ortaya çıkan kabartmalar, sunaklar ve ayin mekânları Mitraizm’in doğasındaki gizemli atmosferi temsil etmektedir.
- Perge Antik Kenti (Antalya): Kentte bulunan mermer adak steli, Perge’de de Mitra’ya duyulan inancın izlerini taşımaktadır.
- Arykanda Antik Kenti (Antalya): Bu görkemli Likya kentinde yer alan Mitraeum, Roma İmparatoru Septimus Severus’a adanmıştır.
- Zerzevan Kalesi (Diyarbakır): Ana kayaya oyulmuş bir Mitraeum, Roma’nın doğu sınırları boyunca dini ve askeri etkinliğini gösteren önemli bir kalıntıdır.
Diğer Roma Mimarisi Örnekleri
Roma mimarisi mühendislik becerisi ve estetik anlayışının harmanlandığı dönemin en ileri düzey yapılarını karşımıza çıkarmaktadır. Anadolu’da bu dönemin harikalarını yansıtan çok sayıda köprü, su kemeri, tiyatro ve amfitiyatro bulunmaktadır.
Antik Roma Köprüleri
Türkiye'de en az bilinen Roma kalıntısı köprüler;
- Ballıgerme Su Kemeri (İstanbul): İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için inşa edilen kemer, Roma döneminin üstün mühendislik tekniklerini taşımaktadır.
- Bozdoğan Kemeri (İstanbul): Valens Su Kemeri olarak da bilinen yapı, 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Bugün İstanbul şehir siluetinin tarihi bir parçası olarak yerini korumaktadır.
Roma Dönemi Tiyatroları ve Amfitiyatroları
Türkiye'de birçok amfitiyatro kalıntısına rastlanmaktadır. Bunlar arasından en ilgi çekenleri ise şu şekildedir;
- Aspendos Tiyatrosu (Antalya): Dünya üzerindeki en iyi korunmuş Roma tiyatrolarından biri olarak kabul edilen Aspendos, özellikle mükemmel akustiği ve orijinal oturma düzeni ile eşi zor bulanacak niteliğe sahiptir. M.S. 2. yüzyılda inşa edilen tiyatro, 15 bin kişilik kapasitesi ve muhteşem sahne binası ile günümüzde konser ve festival gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
- Pergamon Tiyatrosu (İzmir): Antik Pergamon’da dik bir yamaca inşa edilmiş olan tiyatro, yaklaşık 10 bin kişilik kapasitesiyle Hellenistik ve Roma mimarisinin birleştiği nadide örneklerden biridir.