Süleymaniye Camii'nin Özellikleri ve Bilinmeyenleri

Mimar Sinan'ın en göz alıcı eserlerinden olan Süleymaniye Camii'yi yakından tanımak ister misiniz? Bu görkemli caminin hikayesi ve mimarisi hakkında merak ettiğiniz her şey bu içerikte sizi bekliyor!

19 Şubat 2025 1dk okuma

Bilinen ve Bilinmeyen Tüm Yönleriyle Bir Kalfalık Eseri: Süleymaniye Camii


Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olarak tanımladığı Süleymaniye Camii’nin Türk İslam tarihi açısından önemi oldukça büyüktür. Ancak bugün yerli ve yabancı birçok turist tarafından ziyaret edilirken manevi açıdan hissettirdikleriyle adeta yaşayan ve ruhu olan bir mekân olma özelliği taşımaktadır. 

Osmanlı’nın mimari alandaki gelişmişliğinin simgesi olan, Mimar Sinan’ın günümüze kadar varlığını korumayı başarmış muhteşem eseri Süleymaniye Camii’ni tüm yönleriyle gelin birlikte inceleyelim.

Süleymaniye Camii’nin Tarihi


suleymaniye-cami-1.webp 
Süleymaniye Camii, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Bu ihtişamlı caminin yapımı 7 yıl sürmüştür.  Sık anlatılan bir rivayete göre, Sultan Süleyman’ın camiinin yaptırılmasına ilişkin emri, gördüğü bir rüyaya dayanmaktadır:

Sultan Süleyman, bir gece rüyasında Hz. Muhammed’i görür. Hz. Muhammed ona hiçbir şey söylemeden, Sultan’ı camiinin inşa edileceği araziye götürür ve “Mihrabı buraya, minberi buraya olsun.” diyerek işaret eder. Gördüğü rüyanın kendisinde oluşturduğu manevi duyguların heyecanıyla uyanan Sultan, herhangi bir açıklama yapmadan derhal Mimar Sinan’ı çağırtır ve onu caminin inşa edileceği alana götürür ve bu alana bir cami ve külliye inşa ettireceğini haber verir. 

Mimar Sinan da Sultan Süleyman ile aynı heyecanı paylaşarak tıpkı peygamberin rüyada işaret ettiği gibi “Sultanım, mihrabı buraya, minberi buraya olsun.” diye planlamaya başlar. Kanuni Sultan Süleyman’ın şaşırdığını görünce de ekler, “Rüyanızda ben de bir adım geriden sizi takip ediyordum.” İşte Süleymaniye Camii, rivayet edildiği üzere, Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan’ın ortak rüyalarının temelleri üzerinde inşa edilmiştir.

Süleymaniye Camii, öncelikle bir ibadethane olması nedeni ile dini önemiyle öne çıkmaktadır. Ancak tarihsel açıdan bakıldığında, dönemin imparatorlukları arasında süregelen iktidar ve güç yarışının mekânsal forma bürünmüş en önemli örneklerinden biridir. Süleymaniye Camii’nde, Mimar Sinan’ın diğer eserlerinde de görüldüğü üzere, estetik uyumun ve mimari tekniğin ahenkle birleşiminin izleri gözlenebilmektedir. 

Süleymaniye Camii'nin Mimari Özellikleri


süleymaniye-5.webp 
Süleymaniye Camii planı, Osmanlı'nın mimari birikimi yansıtmaktadır. Mimar Sinan da bu bilgi birikiminin dünyaya kazandırdığı en önemli ustalardan biridir. Mimar Sinan, bu camiyi her ne kadar “kalfalık eseri” olarak tanımlasa da camii mimari açıdan bir ustanın elinden çıktığını gösteren izler taşımaktadır.

Yüzyılları aşarak İstanbul’un simgesi haline gelmiş Süleymaniye Camii, Haliç, Boğaz ve Marmara Denizi ile çevrelenmiştir. Döneminde aynı zamanda şehrin merkezinin kurulduğu bu alanda inşa edilmesi yapının yüzyıllar sonra da şehrin siluetlerinden olacağının Mimar Sinan tarafından da bilindiğinin bir göstergesidir. 

Süleymaniye Külliyesi, 16 farklı yapının bir araya gelmesiyle bir bütünlük oluşturmaktadır. Külliyenin merkez noktasını oluşturan cami ve önemli kişilerin mezarlarının bulunduğu haziresi bir dış avlu tarafından sarılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın türbelerinin de içinde bulunduğu hazire bugün de ziyaretçilere açıktır.

Caminin mimarisinde dikkat çeken ve onu Osmanlı mimarisinin örneklerini taşıyan benzerlerinden ayıran en önemli nokta, camiye belli bir açıdan bakıldığında göze çarpan silüet-tepe etkisidir. Caminin 4 minaresinin de boyu birbirinden farklıdır. Bu da camiye bakıldığında kubbeye doğru yükselen bir tepe görüntüsü oluşturmaktadır.

Süleymaniye Camii, kapladığı tek alanla bir güç belirtisi olan ana kubbe, sıra sıra yarım kubbeler, büyük açıklıklı kemerler ve bunları destekleyen büyük payandalardan oluşmaktadır. Camide yer alan yarım kubbeler tasarıma mihrap ekseninde ilave edilmiştir; bu da Haliç ve çevresinden bakıldığında camiye piramide bir yükseliş görüntüsü katmaktadır. 

Süleymaniye Camii'nin İç Mimarisi


suleymaniye-cami-3.webp 
Süleymaniye Camii içi de özenli bir tasarımın izlerini taşımaktadır. Mimar Sinan camilerinde görülen revak düzenlemeleri, burada da görülmektedir. Camideki revakların Osmanlı evlerindeki sofalara benzemesi gibi iç tasarımında yer alan büyük pencereler de Osmanlı evlerinden esinlenilmiş görüntüsüyle cemaatin ibadet ederken evlerindeymiş gibi görünmelerini sağlamaktadır.

Caminin ihtişamı İstanbul’un neresinden bakılırsa bakılsın mimarının ustalığı ile gözler önündedir. Bununla birlikte, ibadete çağrılanlar Süleymaniye Camii avlusunun Taç Kapısı’ndan geçerken avlunun üçer şerefeli iki minaresi ve fil ayaklarının arasındaki büyük ana kubbe ziyaretçileri karşılamaktadır. 

Süleymaniye Camii’nin iç tasarımı da dışında olduğu gibi mimarının dehasının izlerini taşımaktadır. Cami içerisinde büyük olanı daha büyük ve küçük olanı daha küçük gösteren bir mimari oran kullanılmıştır. Kubbelerin tasarımı, camiye haşmetli bir görüntü katmaktadır. 

Duvarlara çeşitli hadislerden ve ayetlerden eklenen hat yazıları, mekânın estetiğini ve maneviyatını artıracak şekilde tasarlanmıştır. Caminin içinde yer alan cam ustalıklı pencereler güneş ışığını farklı renklerle içeriye alarak görsel bir şölen oluşturmaktadır. 

Süleymaniye Camii'nin Bilinmeyen Detayları ve Sırları


süleymaniye-4.webp 
Süleymaniye Camii’nin bugün mimari otoritelerce kabul edilmiş birçok özelliğinin yanında bilinmeyen detayları ve sırları da bulunmaktadır. Süleymaniye’yi yüzyıllardır mimari bir başyapıt yapan bilinen yönlerinin yanında bilinmeyen birkaç yönü de şu şekildedir;

  • Minare ve Şerefe: Süleymaniye Camii’ndeki 4 minarenin, Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonra tahta çıkan 4. padişah ve 10 şerefenin ise Osmanlı Hanedanı içerisindeki 10. padişah olması ile ilişkili olduğu rivayet edilmektedir. 
  • Şadırvan: Süleymaniye Camii’sinin avlusunda yer alan şadırvan tam bir mühendislik örneği teşkil etmektedir. Şadırvana gelen su tepeden aşağı akmaktadır. Bu da bir yağmur görünümü oluşturmaktadır. 
  • Depreme Dayanıklı Tasarım: Süleymaniye Camii bir fay hattı üzerine inşa edilmiş olmasına rağmen yüzyıllar boyunca meydana gelen depremlerden etkilenmeyerek günümüze kadar varlığını korumayı başarabilmiştir. Caminin temelinde kullanılan esnek temel sistemi ile cami, suyu emerek yapıyı destekleyen bir temel üzerine oturtulmuştur. Bu da camiyi depremlere karşı dayanıklı hale getirmiştir. 
  • Gizli Tüneller ve Bağlantılar: Süleymaniye Camii’nin altında külliyedeki yapıları birbirine bağlayan ve Topkapı Sarayı’na değin uzanan tüneller olduğu rivayet edilmektedir. Ancak bu tüneller zamanla kapanarak gizlenmiştir. 
  • Caminin Akustiği: Süleymaniye Camii kubbesi, yalnızca estetik bir tasarımla gücü simgelememektedir. Mimar Sinan tarafından kubbeler içerisine yerleştirilen küpler sayesinde sesin her bir noktaya eşit olarak dağıtılmasını sağlayan hesaplamalar yapılmıştır. 


Günümüzde Süleymaniye Camii


Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın 400 eserinden günümüze kadar ulaşmayı sağlayan 150 tanesinden biri. Bugün de kendi döneminde olduğu gibi İstanbul’un silueti olma özelliği taşımaya devam etmektedir. Bu nedenle, İstanbul’u ziyaret eden herkesin mutlaka görmesi gereken bir yerdir. 

Bu nedenle hemen İstanbul uçak biletinizi alın!

 

Bilinen ve pek de fazla bilinmeyen tüm yönleriyle mimari bir başyapıt olan bu cami yüzyıllardır olduğu gibi günümüzde de İstanbul’un Fatih ilçesinde ziyaretçilerini büyülemeyi beklemektedir.  

 

19 Şubat 2025 1dk okuma

YORUMLAR

Güncel Kampanyalar

Kampanya Duyuruları ve Seyahat Önerileri için Abone ol

Ad Soyad*
E-Posta*

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Benzer Yazılar